Joe Flood, karanlık dünyaların soğukkanlı tetikçisi olarak tanınırdı. Her suikastinde iz bırakmadan kaybolan Joe, kimseye güvenmemeyi hayatının ana kuralı haline getirmişti. Hayat onun için sadece bir oyun alanıydı ve o, bu oyunun kurallarını belirliyordu. Fakat bir gün, ölümcül bir hastalık teşhisiyle yüzleştiğinde, kontrolü ilk kez elinden kaybettiğini hissetti. Bu, Joe için kabul edilemez bir durumdu. Kendi sonunu hazırlamaya karar verdi. Ancak hayat ona beklenmedik bir sürpriz yaptı; teşhis yanlıştı. Üstelik sevgilisi hamileydi. Joe, hayatının en büyük savaşıyla karşı karşıyaydı. Artık sadece kendi hayatı değil, doğacak çocuğu ve sevgilisi de tehlikedeydi. Eski meslektaşları Joe’yu ortadan kaldırmak için bir suikast planı yapmıştı ve bu plan, Joe’nun ailesini de hedef alıyordu. Avrupa’ya kaçıp yeni bir hayat kurmayı hayal ederken, kendilerini intikam dolu bir mücadelenin içinde buldular. Joe, artık ailesini korumak ve geçmişiyle yüzleşmek zorundaydı. Bu tehlikeli oyunda, Joe’nun tek amacı vardı: ailesini güvende tutmak ve düşmanlarını alt etmek.