Drew ve Mary, dalgaların altında keşfetmeyi seven, birbirine son derece bağlı iki kardeş. Bu seferki hedefleri, kimsenin ayak basmadığı, gizemli bir su altı mağarası. Yolculuk boyunca heyecan ve merak duygusu onları sarıyor. Fakat bu keşif gezisi, kısa sürede bir kabusa dönüşecek.
Bir heyelan sonucu, mağaranın girişi kapanıyor ve Drew ile Mary, karanlığın ve soğuk suyun derinliklerinde mahsur kalıyorlar. Panik ve korku dalgaları onları sarmak üzereyken, Drew’un sakinliği ve soğukkanlılığı bir umut ışığı yakıyor.
Oksijenleri azalıyor, dondurucu soğuk bedenlerini kemiriyor. Drew, Mary’yi güvenli bir yere sığdırırken, bir çıkış yolu bulmak için çaresizce mücadele ediyor. Kayaları kaldırmaya çalışıyor, dar geçitlerden ilerlemeye çalışıyor. Her saniye hayati önem taşıyor.
Mary ise ablasına olan güveniyle ayakta durmaya çalışıyor. Karanlığın ve sessizliğin içinde, ablasının onu kurtaracağına dair inancını kaybetmiyor. Kardeş sevgisi ve hayatta kalma arzusu, Drew’a muazzam bir güç veriyor. Asla pes etmeyecek, umut ışığını söndürmeyecek.