Fikret’in beklenmedik bir biçimde papaz olmasının ardındaki olağanüstü hikaye, tesadüflerin onu sürüklediği benzersiz bir serüvene odaklanmaktadır. Papazlık dünyasına adım atması, tamamen beklenmeyen bir olayın tetiklemesiyle gerçekleşir ve hayatını öngöremediği bir yönüne yönlendirir. Olaylar zinciri, Fikret’i sıradışı bir konuma taşıyarak Vatikan’a kadar sürükler; burada ise farklı bir statü elde eder. Fikret’in hayatı, sıradan bir gününde yaptığı bir hata sonucunda tamamen değişir. Yanlışlıkla kendini papazlık dünyasında bulan Fikret, zaman içinde bu yeni rolüne adapte olur. Papazlık mesleği, Fikret’in alışkın olduğu bir yaşam biçimi haline gelir. Ancak, Fikret’in gerçek kimliği ve kökleri hala memleketinde, normal hayatında gizlenmiştir. Şimdi, Fikret yurduna dönmeye karar verir ve bu amacına ulaşmak için gerekli adımları atmaya başlar. Fikret, papazlık dünyasında edindiği deneyimleri ve öğretileri yurdunda uygulamak üzere hazırlıklara başlar. Ancak, geride bıraktığı sıradışı geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalarak, bu iki dünya arasında bir denge kurmaya çalışır. Fikret’in memleketine dönüşü, hem duygusal bir yolculuk hem de gerçek kimliğiyle barışma sürecinin bir parçası olacaktır.