Owen, banliyö mahallesinin sessizliğinde, kendi düşlerinin ve düşüncelerinin efendisi olan genç bir ruhtur. Geceleri, yıldızların parıltısında düşlerine dalar; yalnızlığı, onun için bir keşif serüvenidir. Dış dünyanın karmaşasından uzakta, kendi gerçekliğini kendi başına inşa eder.
Maddy ise Owen’ın hayatında beklenmedik bir renktir. İkisi de sessizlikte, birbirlerini sessizce anlarlar. Maddy, kendi düşlerinde kaybolmuş, televizyonun büyülü dünyasında bir sığınak bulan bir ruhtur. Bir gün, sınıfın arka sıralarında, The Pink Opaque adlı gizemli bir televizyon programından coşkuyla bahseder. Bu program, geceleyin yayınlanan, izleyiciyi gerçekliğin ve düşlerin kesişiminde bir yolculuğa davet eden bir yapımdır.
Owen, Maddy’nin anlattıklarıyla büyülenir, The Pink Opaque’in içine doğru bir adım atar. Programın büyüleyici atmosferi, onun zihnini sarar ve gerçeklik ile hayalin arasındaki sınırı zorlar. Zamanla, Owen’ın dünyası, programın büyülü gerçekliğiyle iç içe geçer. Artık gerçekliğin ve hayalin birbirine karıştığı bir dünya içinde yol alır. Programın gizemli dünyası, Owen’ın içsel yolculuğunda bir aydınlanma arayışına dönüşür.