Sessiz çığlıkların yankılandığı bir dünyada, Gabriel’in hayatı savaşın acılarıyla şekillenmiştir. Irak’taki savaşın izleri, ona derin bir sessizlik ve umutsuzluk bırakmıştır. Ancak, bir gün, Balthazar adındaki başmelek, bu sessizliği bozar ve Gabriel’e, kötü Başmelek Mikail’in ölülerden oluşan ordusuyla dünyayı tehdit ettiğini anlatır. Gabriel, eski asker arkadaşlarını bir araya getirerek “Barış Savaşçıları” adını verdikleri cesur bir grup kurar. Deborah’ın liderliğindeki bu grup, dünyayı felaketten korumak için tehlikeli bir mücadeleye girişir. Gabriel, bu yolculukta, hem savaşın yarattığı derin yaralarla hem de karanlık bir gelecek tehdidiyle başa çıkmak zorundadır. Sessiz çığlıkların arasında umut ışığını bulmaya çalışan Gabriel, hem geçmişin yaralarını hem de geleceğin karanlık tehditlerini yenmek için amansız bir savaşa girer. Her adımda, insanlığın kaderini belirleyecek bu mücadelenin derinliklerine inmeye devam eder.