Olga, boşanmanın ardından hayatını yeniden inşa etmek için kızı Vera ile yeni bir şehre taşınma kararı alır. Bu yeni ev, başlangıçta umut dolu bir alan gibi görünse de, zamanla karanlık sırların varlığını hissettirmeye başlar. Evdeki huzurun yerini alan tuhaf sesler, geceleri Olga’nın uykusunu kaçırırken, belirsiz gölgeler onu rahatsız etmeye başlar. Her geçen gün, içindeki huzurun azalmasıyla birlikte, bu tuhaf olayları araştırmaya karar verir. Cesaretini toplayıp tavan arasına girmeye karar verir. Orada bulduğu bir seri katilin günlüğü, korkunç sırlarla doludur ve her sayfa, onun ve Vera’nın hayatını tehdit eden bir dizi korkutucu olayın başlangıcını işaret eder. Olga, geçmişin karanlık sırlarını keşfettikçe, hem kendisi hem de kızı için hayatta kalmak zorunda olduğunu anlar. Bu süreçte, içindeki cesareti bulmaya çalışırken, karanlık bir sırra sığınmak zorunda kalacaklar. Geçmişin hayaletleriyle yüzleşirken, birbirlerini korumak için mücadele vermek zorundadırlar. Korkunun gölgesinde kaybolmuşken, hem geçmişten hem de günümüzden gelen tehditlerle başa çıkmak için cesur bir adım atmak zorunda kalacaklardır.