Sam, hastane odasının soğuk duvarları arasında gözlerini açtı ve etrafındaki karanlık ve kasvetli atmosferin içine doğru çekildiğini hissetti. Sessizlik, onun yalnız olmadığını hissettirse de, bir varlık, belirsiz bir varlık, sanki gölgelerin içinden izliyordu onu. Bu his, Sam’in bedeninin kontrolünü kaybettiği, kendi varlığının bir yabancının elinde olduğu hissini güçlendiriyordu. Cesaretle dolu olan Sam, karanlık geçmişinin izlerini aramak için kendini bu korkutucu varlığın pençesinden kurtarmaya çalıştı. Ancak, her adımı, daha da karmaşık bir labirentin içine doğru çekiliyordu. Gerçeği bulmak için attığı her adım, daha fazla gizemi ortaya çıkarıyordu. Sam, içine düştüğü bu tuhaf durumu çözerek, karanlık geçmişinin perdesini aralamalı ve gerçeği gün yüzüne çıkarmalıydı.