Netflix’in en son belgeseli, gerçek suçun derinliklerine inmek isteyen seyircilere ilginç bir yolculuk sunuyor. Jennifer’in trajik öyküsü, izleyicilerin duygularını derinden etkiliyor. Genç bir kadının, sakin ve sessiz bir Kanada kasabasında ebeveynleri tarafından vurulmasıyla başlayan bu olaylar, kasabanın huzurunu altüst ediyor. Ancak, gerçeğin ne olduğu seyircileri şaşırtıyor. Belgeselin ilerleyen bölümlerinde, Jennifer’in sadece bir masum kurban olmadığı açığa çıkıyor. Onun karakteri incelendikçe, izleyicilerin zihninde oluşan Jennifer imajı giderek karmaşıklaşıyor. Jennifer’in ördüğü yalanlar ve karmaşık ilişkiler ağı, seyircileri hayrete düşürüyor. Belgesel, sadece gerçeği ortaya çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda insan psikolojisi ve motivasyonlarını da derinlemesine inceliyor. Bu da seyircilere suçun ötesindeki insan doğasının anlamını keşfetme şansı veriyor.