Henrique’nin hayatı, Gabriela ile olan ayrılığından sonra adeta bir enkaz alanına dönmüştü. Kalbi yaralıydı ve her gün aynı acıyla yanıyordu. Bir yıl geçmesine rağmen, hala o ayrılığın verdiği yıkımın altındaydı. Parçalanmış bir haldeydi ve yaşamın anlamını kaybetmişti. İçindeki boşluğu doldurmak için, öncelikle acısını sonlandırmanın gerektiğine inandı. Ancak bu kararı uygulamak için gerekli cesareti kendisinde bulamıyordu. Umutsuzluğun pençesinde çırpınırken, bir tetikçi grubuna başvurarak kendini öldürtme kararı aldı. Ancak hayatın cilvesi, onu Gabriela ile tekrar karşı karşıya getirdi. Kendisi için ölüm emri vermiş olmasına rağmen, Gabriela ile yeniden birleşme umuduyla mücadele etmek zorundaydı. Kurtuluşunu ararken ölümden de kaçmak zorundaydı.