Yıllarca süren dostlukları, Carole ve Alex’i sıradan arkadaşlıklardan ayıran bir bağa dönüşmüştü. Onlar, hırsızlıkta bir efsane olmuştu. Güçlü bir işbirliği ve birlikte geçirdikleri uzun yılların verdiği uyum, onları sadece dostlar değil, aynı zamanda iş ortakları haline getirmişti. Louvre Müzesi’nden çalacakları tablo, hayatlarının en riskli ve belki de en büyük soygunu olacaktı. Ancak bu sadece bir soygun değildi, aynı zamanda bir dönüm noktasıydı. Hayatlarının bu kritik anında, Sam ve Clarence gibi farklı dünyalardan gelen karakterlerle işbirliği yapmak zorundaydılar. Bu işbirliği, beklenmedik zorlukların üstesinden gelmek için bir araya gelmişti. Her biri, kendi geçmişi ve becerileriyle bu zorlu görevin bir parçası olmuştu. Ancak bu sefer işler planladıkları gibi gitmeyecekti. Her adımda yeni bir engelle karşılaşacaklar ve her bir engeli aşmak için daha da yaratıcı olmak zorunda kalacaklardı. Ancak bu, onların cesaretini kırmaya yetmeyecekti. Çünkü Carole ve Alex, sadece bir tablo için değil, aynı zamanda dostlukları için de savaşıyorlardı. Bu zorlu süreçte, birbirlerine olan güvenleri ve sadakatleri, onları hayatlarının en büyük mücadelesine hazırlamıştı.