Lee Tang’ın hayatı, gri tonlarda bir masaldı. Mutluluk ve hüzün, umut ve umutsuzluk arasında gidip geliyordu. Sıradan bir öğrenciyken işlediği cinayet, onu karanlığın eşiğine sürükledi. Fakat bu karanlığın içinde, beklenmedik bir ışık parladı. Kötüleri hissetme yeteneği, ona yeni bir amaç verdi. Artık bir kahramandı, masumların koruyucusu, adaletin simgesiydi. Fakat her kahramanın bir gölgesi olduğu gibi, Lee Tang’ın da karanlık bir geçmişi vardı. Bu geçmiş, onu sürekli takip ediyor ve onu karanlığa çekmeye çalışıyordu. Dedektif Jang Nan-Gam, Lee Tang’ın peşindeydi. Onu durdurmak mı istiyordu, yoksa karanlık sırlarını mı öğrenmek? Song Chon ise bu karmaşık denklemin bilinmeyeni, gizemli bir dedektifti. Lee Tang, gri tonlarda bir masalın kahramanıydı. Adalet için savaşıyordu, ama karanlık her zaman onu takip ediyordu.