Sophie, sevgili eşini kaybettikten sonra yaşadığı kederle baş etmeye çalışırken, bir yandan tam zamanlı bir işte çalışıp diğer yandan da yıkılmış kızını büyütme sorumluluğuyla mücadele ediyordu. Hayatın zorluklarına karşı dimdik duran Sophie, bir gün beklenmedik bir olayla karşılaştı. Eski bir fizikçi, gizli bir zaman bükme makinesi icat etmişti. Sophie’nin önünde, geçmişe veya geleceğe gitme şansı vardı. Ancak bu avantaj, ona imkansız bir seçim sunuyordu. Sophie, kocasını kurtarmak için geçmişe gitmeyi mi tercih edecekti, yoksa kızının geleceğini güvence altına almayı mı seçecekti? Zamanın dokusunda dolaşmak, geçmişin izlerini değiştirmek, geleceği belirsiz kılmak… Sophie için bu, içinde derin bir çatışma yaratan bir dizi etmendi. Kocasını geri getirmek isteği, kızının mutlu bir geleceğe sahip olması arasında sıkışmıştı. Her iki seçenek de onun için değerliydi, ancak birini seçmek diğerini feda etmek anlamına geliyordu. Sophie’nin bu zorlu kararı, sadece kendi yaşamını değil, aynı zamanda sevdikleriyle olan ilişkilerini de sonsuza değiştirecekti. Geçmişin ve geleceğin kırılgan denge noktasında duran Sophie, hayatın karmaşıklığına ve insanın yapmak zorunda olduğu zor seçimlere meydan okuyarak, kendi özgün yolunu bulmak zorundaydı.