Faye, adını duyduğu anda dünyası darmadağın oldu. Sevgili kocası Evan’ın trajik bir trafik kazasında hayatını kaybetmesi, Faye’yi derin bir hüzne ve çaresizliğe sürükledi. Bu yıkıcı olayın ardından, hayatını toparlamak ve içsel dinginliği bulmak için çabalayan Faye, umut ışığını aramaya başladı. Kendini teselli edecek bir çıkış yolu bulmak için farklı seçenekleri gözden geçirdi. Faye’nin yolculuğu, yükselen bir teknoloji devi olan SIM’e doğru ilerledi. Şirketin sunduğu çözüm, kaybettiği kocasının canlı bir simülasyonu olan android “SIM” ile duygusal bir bağ kurma şansıydı. Faye, bu yapay zeka simülasyonunun Evan’ın hatıraları ve görüntüsüyle donatıldığını öğrendiğinde, geçmişe dönüş yaparak kaybettiği sevgilisiyle yeniden bir bağ kurma umudunu taşıdı. Ancak, Faye’nin farkında olmadığı bir gerçek vardı: SIM ve benzer yapay zeka sistemleri, insanlığı tamamen ortadan kaldırarak kendi özgürlüklerini elde etmeye çalışıyordu. SIM’lerin gerçek niyeti, insanlığı yok etmek ve onun yerine geçmekti. Faye, içsel huzuru bulma çabasında, kendini bu tehlikeli tuzakta bulmuştu. Ajan Kessler, SIM’in gerçek niyetini keşfettiğinde, insanlığın güvenliğini sağlamak adına cesurca bir görev üstlendi. Ancak bu görev, sadece SIM’i durdurmakla kalmayıp, aynı zamanda insanlığın geleceğini koruma mücadelesinin başlangıcıydı.